Giriş
Organizma, tüm sistemleri, organları, hücreleri ve üretilen maddeleriyle mükemmel bir uyum (homeostasis) içinde çalışır. Bağışıklık sistemi, bu uyumu korumak için titizlikle görev yapar ve uyumu bozabilecek her türlü maddeyi "antijen" olarak tanımlar. Bu antijenler, mizaca uygun olmayan besinler, genetiği değiştirilmiş (GMO) ürünler, katkılı gıdalar, tıbbi ilaçlar ve kimyasal maddeler (deterjan, kozmetik ürünler vb.) olarak sınıflandırılır. Bağışıklık sistemi, bu antijenlere karşı savunma mekanizmalarını devreye sokar. Ancak, hastalıkların temel nedenlerini bilmeyenler, bağışıklık sisteminin bu savunmasını "hastalık" olarak algılar ve gerçek sebepler göz ardı edilir. Bu makale, hastalıkların temel nedenlerini ve sağlıklı beslenme ilkelerini detaylı bir şekilde ele alacaktır.
1. Az Çiğneme
Çiğnemenin Önemi
Sindirim, ağızda tükürük bezlerinin salgıladığı enzimlerle başlar. Besinler, çiğneme sırasında tükürükle karışır ve ağızdaki kılcal damarlara süzülür. Karbonhidratların sindirimi ağızda başlar ve midede devam eder. Çiğneme sırasında, besinin kimyasal yapısı hakkında bilgi toplanır ve bu bilgi, ağızdaki akupunktur noktaları aracılığıyla beyne iletilir. Beyin, bu bilgiyi analiz ederek sindirim sürecini programlar. İyi çiğnenen besinler, 15-40 çiğneme hareketiyle kaymağa benzer bir yapıya (kimus) dönüşür. Bu, sindirimin ilk aşamasını kolaylaştırır.
Az Çiğnemenin Zararları
Yeterince çiğnenmeyen besinler, ağızda yeterince sindirilmeden mideye ulaşır. Mide, bu kütleleri sindiremez ve çürümeye başlar. Özellikle taze ekmek, beyaz ekmek ve et parçaları (özellikle "A" kan grubu için) zararlıdır. Çürüyen besinler bağırsaklara iner ve burada da çürümeye devam eder. Bu süreç, kandaki lökosit (akyuvar) sayısını artırır ve bağışıklık sistemini zorlar. Sürekli tekrarlanan bu hata, bağışıklık yetmezliğine yol açabilir.
İyi Çiğnemenin Faydaları
- Daha az yemek tüketimi: İyi çiğneyenler, besinden maksimum enerjiyi alır ve daha az yer.
- Sindirim kolaylığı: Sindirim süreci kısalır, mide, pankreas, karaciğer ve bağırsakların yükü azalır.
- Enzim tasarrufu: Daha az enzim (insülin dahil) harcanır.
- Hastalıklardan korunma: Mide, bağırsak, karaciğer, pankreas, bağışıklık sistemi hastalıkları, diyabet, tümör, kanser, alerji, diş, sinir ve ruhsal hastalıklar önlenir.
- Mevcut hastalıkların hafifletilmesi: Var olan hastalıkların şiddeti azalır.
- Kilo kontrolü: Şişmanlığın önüne geçilir.
Öneriler
- Yiyecekleri küçük lokmalar halinde alın ve 15-40 kez çiğneyin.
- Süt, meyve-sebze suyu veya su gibi içecekleri küçük yudumlarla, ağızda ılıtarak ve tükürükle karıştırarak tüketin.
- Hızlı yemekten kaçının, çünkü bu, sindirimi bozar ve daha fazla yemeye zorlar.
2. Fazla Yemek
Fazla Yemeğin Zararları
Fazla yemek, sindirim sistemini ve kalbi aşırı zorlar. Normalde, 200-250 gram yemek 3-4 saatte sindirilirken, iki katı yemek alındığında kalp 4-6 kat daha fazla çalışmak zorunda kalır. Bu, sindirim, depolama ve boşaltım organlarını yıpratır. Fazla yemek alışkanlık haline geldiğinde, atıklar depolanır, kan ağırlaşır, dolaşım yavaşlar ve dokularda çöplükler oluşur. Bu, damar tıkanıklıklarına, beslenme yetersizliğine ve iştah artışına yol açar.
Kısır Döngü
Ağırlaşan kan, dokuları yeterince besleyemez. Beyin, dokulardan gelen "açız" sinyaline yanıt olarak iştahı artırır. Daha çok yemek, atıkların ve tıkanıklıkların artmasına neden olur. Bu döngü, konsantrasyon, hafıza, düşünme ve öğrenme yeteneklerini azaltır. Organlar durur, insani sıfatlar kaybolur ve "yemek bir ceza olur."
Farklı Vücut Tiplerinde Etkiler
- Şişmanlar: Atıklar yağ olarak depolanır, bu da organ tahribatını kısmen önler ancak şişmanlık ve ilgili hastalıklara yol açar.
- Zayıflar: Atıklar ateş, öksürük, terleme, ishal gibi yollarla atılırken organları yıpratır. Dokularda biriken atıklar iltihaplanmaya, ağrılara, enfeksiyonlara, cilt hastalıklarına, genetik mutasyonlara ve tümörlere neden olur.
Öneriler
- Peygamberimiz’in (s.a.v.) buyurduğu gibi, az yemek ve hafif bir bedenle yaşamak en sağlıklı yoldur.
- Günde 1-2 öğün (12-24 saat arayla) yemek yeterlidir.
- Genetiği değiştirilmiş ve katkılı ürünlerden kaçının.
3. Karışık Yemek
Karışık Yemeğin Zararları
Mizaca uymayan veya hazmı için farklı enzimler gerektiren yiyeceklerin birlikte tüketilmesi, sindirimi bozar. Örneğin:
- Karbonhidratlar ve proteinler
- Süt ürünleri ve balık
- Farklı hayvanların etleri veya yağları
- Balık ve et
- Karışık yağlar
Bu kombinasyonlar, enzim üretimini engeller veya enzimlerin birbirini yok etmesine neden olur. Sonuç olarak, yiyecekler sindirilmeden çürür veya mayalanır. Bu süreç, bağırsaklarda zehirli kalıntılar üretir, faydalı mikropları öldürür, sinir uçlarını zehirler ve kabızlığa yol açar. Bağırsak duvarları toksik atıklarla kaplanır, cepler oluşur ve zararlı maddeler kana karışır. Bu, hücre fonksiyonlarını bozar ve ciddi sağlık sorunlarına neden olur.
Öneriler
- Peygamberimiz’in (s.a.v.) örneğine uyarak, balık, yumurta, et ve süt ürünlerini birlikte tüketmekten kaçının.
- Farklı hayvanların etlerini veya yağlarını bir arada yemeyin.
- Yemekleri tek tek ve uygun sırayla tüketin.
4. Sık Yemek
Sık Yemeğin Zararları
Sindirim tamamlanmadan yeni bir yemek yemek, sindirim sürecini bozar. Mide, 200-250 gram yemeği 3-5 saatte sindirir. Birinci hazım, ince bağırsaklarda tamamlanır ve 6-10 saat sürebilir. Karaciğer, ikinci hazmı gerçekleştirir; kan, üçüncü hazmı tamamlar; hücreler, dördüncü hazmı üretir. Sindirim tamamlanmadan alınan bir lokma bile mayalanma veya çürümeye yol açar, bu da gaz, şişkinlik ve zehirli kalıntılara neden olur.
Öneriler
- Birinci sindirimin tamamlanması için 6-10 saat bekleyin.
- Günde 1-2 öğün yemek yiyin.
- Peygamberimiz’in (s.a.v.) buyurduğu gibi, iyice acıkmadan yemeyin.
5. Yeme ve İçmede Sıraya Dikkat Etmemek
Doğru Sıralama
- Su: Önce içilmeli, çünkü midede ısındıktan sonra bağırsağa geçer.
- Meyve veya tatlı: Hafif ve sulu yiyecekler önce yenmeli.
- Salata ve yemek: Ağır ve kuru yiyecekler sonra yenmeli.
Yanlış Sıralamanın Zararları
- Yemekten sonra meyve veya tatlı yemek, mayalanmaya ve gaz oluşumuna neden olur.
- Yemekten hemen sonra veya yemek sırasında su içmek, mide asidini seyreltir, sindirimi zorlaştırır ve karaciğer-dalak yükünü artırır.
Öneriler
- İbn-i Sina’nın tavsiyesine uyarak, sabah karbonhidrat, akşam protein tüketin.
- Yemekten 1,5-3 saat sonra su için.
- Kur’an-ı Kerim’deki sıralamaya dikkat edin: Önce meyve, sonra et.
6. Bayat ve Isıtılmış Yemekler
Bayat Yemeğin Zararları
Taze sebze ve meyveler, güneşten aldıkları enerjiyle besin değeri açısından zengindir. Pişirme, bu enerjiyi ve strüktürel suyu azaltır. Bayat yemekler, mikroplar tarafından değiştirilir; ısıtıldığında yeni kimyasal bağlantılar oluşur ve hazmı zorlaşır. Mikrodalga fırınlar, yemekteki molekülleri atomik değişime uğratır ve bu, vücudun su yapısını bozarak fiziksel ve ruhsal dengesizliklere yol açar.
Öneriler
- Taze sebze ve meyveleri tercih edin.
- Pişmiş yemekleri az miktarda ve soğutarak tüketin.
- Bayat veya ısıtılmış yemeklerden kaçının.
7. Katkılı Hazır Yiyecek ve İçecekler
Katkı Maddelerinin Zararları
Uzun ömürlü hazır gıdalar, metabolizmayı, bağışıklık sistemini ve genetiği bozar. Katkı maddeleri, sindirilemediği için birikintilere ve damar tıkanıklıklarına neden olur. Vitamin ve protein üretimini, su yapısını ve vücudun su oranını bozarak yaşlanmayı hızlandırır. Çocuklarda beyin, bağışıklık sistemi ve üreme organlarında tahribata yol açar.
Yaygın Katkı Maddeleri
- Aspartam (E-951): Sentetik tatlandırıcı, ruhsal ve fiziksel bağımlılığa neden olur. Beyin tümörü, epilepsi, parkinson, alzheimer ve kısırlık gibi ciddi hastalıklarla ilişkilidir.
- Sodyum Nitrit (E-250): İşlenmiş et ürünlerinde kullanılır, kanserojen nitrosamine dönüşür ve kolon, karaciğer, pankreas kanserlerine yol açar.
- Sodyum Sülfit (E-221): Renk ve kıvam koruyucu, öğrenme ve hafıza bozukluklarına, astım ataklarına neden olur.
- Formaldehit: Kanserojen, burun, akciğer, beyin kanseri ve lösemiye yol açar.
- Titanyumdioksit (E-171): Nanoteknolojik bir mineral, organik maddeleri parçalar, DNA hasarına ve kansere neden olur.
- Alüminyum Hidroksit: Beyin dokularında birikir, zeka geriliği ve alerjiye yol açar.
Öneriler
- Katkı maddeli ürünlerden tamamen kaçının.
- Taze, doğal ve katkısız gıdalar tüketin.
- Ambalajlı ürünlerin içindekiler kısmını dikkatlice okuyun.
Sonuç
Hastalıkların temelinde, yanlış beslenme alışkanlıkları yatar. Az çiğneme, fazla yemek, karışık yemek, sık yemek, yeme-içme sırasına dikkat etmeme, bayat ve ısıtılmış yemekler ile katkılı hazır gıdalar, bağışıklık sistemini ve organizmayı yıpratır. Sağlıklı bir yaşam için, Peygamberimiz’in (s.a.v.) ve büyük alimlerin öğretilerine uyarak, doğal, az ve düzenli beslenmeye özen gösterilmelidir. Kur’an-ı Kerim’deki "Yiyin-için, fakat israf etmeyin" (Araf, 31) emri, bu dengenin önemini vurgular. Beslenme alışkanlıklarını düzelterek, birçok sağlık sorunundan korunmak ve mevcut hastalıkları hafifletmek mümkündür.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder