10 Ekim 2019 Perşembe

Ağız hastalıkları doğal tedavi - Dr Aidin Salih Gerçek Tıp Kitabı

Ağız Sağlığı: Sindirim ağızda başladığı için ağız mikroflorası bağırsak mikroflorası gibi çok önemlidir. Diş macunu normal ağız mikroflorasını yok eder, yabancı mikrofloranın yerleşmesine yol açar. Yabancı mikroflora ağız mukozası hastalıklarına ve diş çürümesine sebep olur, sindirim başlangıçtan itibaren bozulur. Diş macununda bulunan katkı maddeleri, özellikle Titanyum Dioksid ve Aspartam ağızdan kan dolaşımına karışarak, bağlantılı organlarda birikir. Her bir dişin dibinde farklı organlada bağlantılı ikişer tane akupunktur noktası (alıcı) bulunur. Yiyeceklerdeki besin ve enerji çiğneme ile birbirinden ayrılır. Enerji, bu akupunktur noktaları vasıtasıyla vücudun genel enerji akımına karışır. Ayrıca, dişetleri, yaklaşık 40 sinirle organlarla bağlantılıdır. Dolayısıyla dişetlerinde başlayan bir hastalık bağlı olduğu organları etkilerken organlarda başlayan bir hastalık da bağlı olduğu dişetlerini etkiler. Örneğin, ön üst dişetlerinin kan dolaşımı beyin kan dolaşımıyla bağlantılıdır. Bu dişetlerinin durumu beynin durumunu gösterir. Dişetleri tedavi edilirken aynı zamanda beyindeki kan dolaşımı da düzeltilmiş olur. Bu sebeple, ağız hastalıklarının bölgesel tedavisi mutlaka genel tedaviyle birlikte yapılmalıdır. En sık rastlanan ağız hastalıkları, dudaklarda ve dilde şişme, aft, uçuk ve dişeti iltihabıdır. Dudaklarda ve dilde şişme hazımsızlık, mizaca uygun olmayan yiyecekler, parazitler, bağışıklık sisteminin zayıflaması ve özellikle Aspirin gibi ilaçlar, Aspartam gibi tatlandırıcılar sebebiyle oluşur. Çikolata, sakız, şekerleme, ketçap, soslar, gazozlar, diyet yiyecek ve içeceklerde ve ilaçlarda yoğun olarak tatlandırıcı kullanıldığı unutulmamalıdır. Aft, etrafı kırmızı, küçük yaralara denir. Aftlar ağız içinde ortaya çıkar, sık tekrarlar, bulaşıcı değildir. Uzmanlar, aftları bağışıklık sistemi problemlerine, DNA değişimlerine ve DNA virüslerine bağlarlar. Aft, Behçet Hastalığı, Akdeniz Ateşi ve Bağırsak hastalıklarının belirtisi olabilir. Aromalar, katkılı yiyecekler, sentetik enzimler, sentetik hormonlar, antiromatizmal ve antidepresan gibi ilaçlar afta yol açan nedenler arasında yer alabilmektedir. (''DNA'daki Değişimler" bölümüne bakınız) Uçuk, Herpes virüsünün oluşturduğu enfeksiyon belirtilerinden biridir. Dudaklarda ve üreme organlarında görülür. Ateşlenme veya soğuk algınlığına bağlı olduğu sanılarak, genelde pek önemsenmez. Fakat Herpes virüsü aslında DNA virüsüdür. DNA'yı etkileyerek, DNA'da ve hücre yapısında değişikliğe sebep olurken aynı zamanda fiziksel, zihinsel ve ruhsal değişime de sebep olabilir. Modern tıp, herpesten kurtulma yolunu hâlâ bulamamıştır. Fakat, bu kitapta anlatıldığı gibi organlarını ve sistemlerini temizleyen; hazır gıdaları ve diğer zararlı yiyecek ve içecekleri yemeyen, düzenli bir şekilde açlık yapanların virüsü, yoğun bir uçuklamayla dışarı attığı görülmüştür. Yoğurt, ekşi nar suyu veya sirke sürmekle uçuk geçebilir. inatçı uçuk için "Egzama" ve "Sedef" bölümlerinde anlatılan sirkeli ilaçları kullanmak gerekir. Ancak uçuğun geçmesi virüsün atıldığı anlamına gelmez. Dişeti iltihabı (Periodontitis), dişleri saran kemiklerin ve dişeti dokularının iltihabıdır. İltihaplı dişeti kırmızı veya mor görünümdedir, fırçalarken kanar. Doğum kontrol hapları ve kortizon gibi sentetik hormonlar, kalp ilaçları, antibiyotikler ve anti-depresanlar gibi bağışıklık sistemini baskılayan ilaçlar, beslenme bozukluğu, kronik hazımsızlık, katkılı gıdalar, deterjanlar ve parfüm dişeti iltihabına neden olabilir. Dişeti iltihabı sadece dişetini değil, kemik dokuyu da etkileyebilir. Dişeti iltihabının başlangıçtaki belirtileri, ağız kokusu, kırmızı-kabarık dişetleri, fırçalama sırasında kanama ve ağız tadının bozulmasıdır. İlerlemiş durumlarda kemik erimesi görülür, dişetleri çekilir, diş kökleri ortaya çıkar ve dişler sallanır. Bazen sallanan bir dişi çekmek zorunlu hale gelebilir. Diş zorunlu olarak çekildiğinde, çekilen dişin yerine tampon koymamak, kanı durdurmamak ve akmasını sağlamak gerekir. Tampon, diş kökünün etrafında biriken iltihaplı kanın dışarı atılmasını engeller, dışarı atılamayan iltihaplı birikinti dişetlerinin ve dişleri saran kemiklerin iltihaplanmasına sebep olur ve bu durum yıllarca devam edebilir. Dişleri saran kemikterin iltihaplanması diğer kemiklerin de iltihaplanmasına (osteomiyelit) yol açabilir. İlginç olan şudur ki, dişleri saran kemiklerdeki iltihap temizlendikçe herhangi bir kemikte görülen osteomiyelit de geçer. Dişeti ameliyatından, implant yapıldıktan ve dişeti traşından sonra vücudun enerji akımları birbirine karışır, dişlerin dibindeki akupunktur alıcıları bozulur veya kaybolur. Bunlarla beraber mevcut hastalıklar derinleşir ve yenileri ortaya çıkar. Günümüzde dişetlerindeki iltihaplanma ve kanamayı durdurmak amacıyla, kılcal damarlar lazerle dağlanmaktadır. Kılcal damarlar lazerle kurutulduktan sonra üst dişetleriyle bağlantılı olan beyin ve alt dişetleriyle bağlantılı olan üreme organlarındaki kan ve enerji dolaşımı düzelmemek üzere bozulur. Ayrıca, lazerin DNA'yı etkilernesiyle genetik mutasyonlar ortaya çıkar. Aynı şekilde ileri teknolojiyle üretilen ve hemen hemen diş yapısıyla aynı özellikleri taşıyan kemik tozu gibi malzemelerin dişlere veya dişetlerine uygulanması da öngörülemeyen sonuçlar doğurabilir. Amalgam dolguların içeriğindeki kurşun hızla ve aralıksız olarak buharlaşır ve bütün ağız dokularına, sonra bu dokularla bağlantılı organlara dağılır. Amalgam dolgular felç, alzheimer, parkinson, egzama, sedef, kısırlık ve böbrek hastalıklanna sebep olabilir, ahlakı menfi etkiler. Roma İmparatorluğunda su dağıtım sisteminde kurşun kullanılmıştır. Araştırmacılar Roma İmparatorluğunda ahlakın bozulmasının sebebinin suya karışan kurşun olduğunu tahmin etmektedir. Sağlıklı bir genç kızın amalgam dolgu yaptırdıktan 2-3 hafta sonra boynunun aynı tarafında sedef oluştuğu ve adetten kesildiği bizzat görülmüştür. Nanoteknoloji ürünü protezler, kemik tozu, implant ve Nanokompozit dolgu, ağızda bir tür çip görevi görerek, kişinin, merkezi bir bilgisayara otomatik olarak bağlanmasına ve zihninin kontrol altına alınmasına vasıta olabilir. Bu nedenle dişlerde oluşan çürükleri eski usulde temizletmek, dolgu veya kaplama yaptırmadan olduğu gibi bırakmak gerekir. ("Kısırlık" ve "Zihin Kontrolü" bölümüne bakınız.) Amerika ve Avrupa'da özel tim eğitimi verilen köpeklerin dişlerine titanyum kaplama yapılarak bilgisayar aracılığı ile uzaktan yönlendirilmektedir. Beyinleri bilgisayar tarafından kontrol altında tutulan köpekler terminatör gibi korku bilmedikleri için operasyonlarda özel timden daha başarılı olmaktadır. Dikkat çekici olan, metal kaplama yerine titanyum kaplama kullanılmasıdır. Bu durum "titanyum implant yaptıranlar da bilgisayar aracılığı ile yönlendirilebilir mi?'' sorusunu akla getiriyor. Çünkü dokuları dolduran ve bir nano-nöro alıcı hale getiren titanyum birikintisi veya titanyum parçası nano bilgisayarlar 4. Nesil bilgisayarlar için otomatik bağlanma yeri olabilir. Öneriler: Öncelikle, ağız hastalıklarına sebep olan etkenlerden kaçınmak gerekir. İkinci olarak ağızda bulunan amalgam, protez ve nanokompozit dolgular çıkarılır. Bundan sonra: • Her sabah ağza bir tutam yabani kekik alınır, biraz çiğnedikten sonra bütün ağız içi dokuları kuvvetlice emilir. Ağız içi dokularda toplanan toksinler tükürüğe karışır. Ağız iyice dolunca tükürülür. • Her akşam 8 tane karanfil tükürükle ıslatılır, dişlerle biraz ezilir, dudaklarla dişetleri arasına dörder tane koyulur. Sabaha kadar bekletilir ve tükürülür. 1 2 hafta devam edilir. • Her gün çene altı ile kulakların önlerine dönüşümlü olarak kupa çekilir, 3-5 dakika bekletilir. 2 hafta devam edilir. 1 hafta sonra dişetlerine tuttuğu kadar sülük tutturulur. Sülük izleri kaybolunca misvak kullanmaya başlanır ve en az 40 gün devam edilir. • Sülük terapisinden 3-5 gün sonra kafa hacamatı yapılır. • Ağızda kaplama varsa, her abdestte dişetlerine toz zencefille masaj yapılır ve kabarık dişetlerinin kanaması sağlanır. • Toplam 1 fındıkiçi büyüklüğündeki damla sakızı + propolis veya çam sakızı karışımı 3-4 saat çiğnedikten sonra yutulur. 40-60 gün boyunca bu işleme devam etmek dişeti kanamasını ve dişeti iltihabını önler; hazmı düzeltir, bağırsakları çalıştırır. • Günde 2-3 defa dişler misvaklanır, her gün misvağın ucu kesilir. Ya da dişetlerine toz misvakla masaj yapılır. • Dişlerin temizliği ve ağız kokusunun güzel olması için günde 5-7 tane kakule veya karanfil çiğnenir ve yutulur. içerdiği kimyasallardan dolayı diş macunu kullanmak tavsiye edilmez. Bu önerileri uygulayanlar diş macununun temizlemediğini, aksine dişleri kirlettiğini ve ağız mikroflorasını bozduğunu görürler.

6 yorum:

  1. Sag ust azi disim curuk kanal tedavisi dediler, ama yaptirmadim. Koyde yasiyorum, suluk, hacamat imkanim yok. Curugun ilerleyisini durdurmak adina bir onerininz var mi ?

    YanıtlaSil
  2. nasıl bir mantık bu dolgu yaptırmayın diyor dolgu yaptırmayıp dişten de mi olalım ?

    YanıtlaSil
  3. Benim yan çiğneme dişlerim implant yapılması gerekiyormuş doktor dediki implant yapılmazsa boş kalan dış kemikleri düzleşme olur dedi ne yapayım implan cokmu zararlı kime guveneceginizi bilmiyoruz dişsiz kalmakta var 😪

    YanıtlaSil
  4. benim 20lik dişlerim diğer dişlerimi sıkıştırıp çarpıklaştırdı. 20likleri çektirmemde bir sakınca var mı? tel tedavisinin bir zararı olur mu?

    YanıtlaSil
  5. Günümüz beslenme tarzında çok şekerli ve katkılı cips, hazır tatlı vb. hazır gıdalar tüketiyoruz , bu durumda karanfil ,zencefil vb kaynaklardan ,doğal /organik içeriklerden oluşan ev yapımı diş macunları ağız temizliği adına yeterli olabilir mi acaba , cevaplarsanız memnun oluruz

    YanıtlaSil